İ K İ   A Ğ A Ç  !  

*                  *

                                                              'Sayın; Bayan Kezban HATEMİ’ye !  

*                                    **

Cennet dünyâda idi dedin, tebrik ederim !

Âdem yüksekten indi dedin, bu doğru derim !

                                    Ama sizce Bir bahçe imiş dağda bu cennet !

                                    Ve ovaya inmişler ! Uluğ getirdi cinnet !

Bu çeşit tahminlerle ! Ekranı bastı buğu !

Uzmana şans verir mi, bilmem, Ceviz Kabuğu ?

                                    Uzman olmadığını zîrâ o etti kabûl !

                                    Bilmediğini bilmek de bir erdem en makbûl !

Şimdi beni dinleyin artık ! Hanımefendi !

Bir kez kadını yenmiş olsun ! Erkeğin fendi !

                                    Cennette dağ yok ! Kur’an ile Tevrât’ı oku !

                                    Âdem öyle inmedi ! Onda değişti doku !

Şeffaf, yoğun olunca ! Titreşimleri düşer !

Yüksek perdeden iner ! Ve perdelenir beşer !

             Nefsini bilen, bilir RABB’ini !” En doğru söz !

                                    ‘“Bilen bilmeyen farklı !”’ Çünkü bahse konu öz !

Nefis dişi kelime ! Havvâ, bu nefsin ismi !

Havvâ ! Âdem’in şeffaf ve soyut olan cismi !

                                    Âdem’in sol yanından zevcesi çıkmış ! Niçin ?

                                    Sol,cana ! Ve sağ, Rûha ! Simge olduğu için !

                        ‘“Nefsiniz eşinizdir”’ diyor bak bize âyet !

Âdem üfürülen rûh ! Zevç odur ! Açık gayet !

            Han, Hanım ! Ve Beg, Begüm ! Man, Woman ! Ve Bay, Bayan !

                                    Dişi sözcük, erkekten çıkmış ! Bu ayân ! Beyân !

                        ‘“RAB kendi sûretinde halk eyledi Âdem’i !”’

                        ‘“Dişi ve erkek yaptı !”’ İşte bu çift cins demi !

                                    Pırıl pırıl şeffaftı ! Bu halk edilen Âdem !

                                    Nûr olan RABB’inin o, benzeri idi mâdem !

Tevrât ;‘“Onu değil de ! Onları halk etti”’ der !

Bu birçok olduğuna onun işâret eder !

                                    ‘“Sizleri halîfeler yaptık arzda”’der âyet !

                                    Biz Arzı devralan ilk ırkız ! Bu açık gayet !

Cennetteki ağaçlar ilk mâsûm ırk ! Bilinç az !

Nefes temiz ! Şehvet yok ! Sırf ışıktan alır haz !

                                    Sâde Rûh bilinç vermez ! Beden fizik değilse !

                                    Kök toprağa girmeli ! Şarttır toprak elbise !

Upuzundu her insân ! Dört beş boy kavak gibi !

Boyuna büyüyordu ! Değildi hırs sahibi !

                                    ‘“Dirilme !”’ Kıyâmete dek ertelenmemişti !

                                    Tekrâr doğma, ölümden hemen sonraki işti !

Şeffaf ten gidip ! Daha şeffafı geliyordu !

Hiç farkına varmadan, vücûd inceliyordu !

                                    Bazı ağaçlar gibi, hem erkekti ! Hem dişi !

                                    Üçüncü ırkta oldu ayrı cinslerde kişi !

Dikkat et, âyet : Dünyâ demiyor da, diyor ‘“Arz !”’

Yoğun Dünyâdan, şeffaf ‘“Arz”’ı ayırır bu tarz !                            

                                    Bu  Arz’ın dokusundan halk edilmişse Âdem ,

                                    Arz da şeffaf olmalı ! Âdem şeffaftı mâdem !

Cennet ilk şeffaf Arzdı ! Irk, İbrâhim milleti !

Fosil ilmi ne bilsin ! Yoktu ki iskeleti !

                                    ‘“Sekîne”’ giydirilmiş idi ! Arzda ilk ırka !

                                    Arzda Sâkîne dendi ! Irk ise, yedi fırka !

                        ‘“Yedi deniz yazamaz kelimelerimi”’ der !

ALLAH, yedi alt ırka burda işâret eder !

                                    ‘“Sîna ateşi”’ gibi idi Arz ! Herkes volkan !

                                    Alınırdı ateşle aptes ! Kutubdu mekân !

                        ‘“Çıplağım, üşüyorum, açım”’ dedi bak Âdem !

Cennetten kovulup da, Sekîne bittiği dem !

                                    Demedi HAK Âdeme : Bana secde et ! Niçin ?

                                    Sâf ırka dîn ve namaz gerekmediği için !

Hep trans halindeydi ! Henüz yok idi aklı !

RABB’ini seyrederdi ! Özü değildi saklı ! 

                                    Bu nedenle Âdem’in ‘“SÂFİYULLAH”’ tır ismi !

                                    İlk Âdemden çıkmıştır ! Bu şeffaf ırkın cismi !

            İlk Âdem ! Bu sâf ırkın ALLAH’taki modeli !

                        ‘“ALLAH’ın fıtratı”’ O ! İsmi MUHAMMED ÂLÎ !

 *

      HAYÂT  AĞACI  !

 *

Cennet bir rûh okulu ! Meyve bahçesi değil !

                        ‘“Hayât ağacı”’ndan kast, ‘“Sekîne !”’ Rûha eğil !

                                    Can dünyâda buğday yer ! Ve cennette Sekîne !

                                    Sekîne’ yi isteyen ! Arz merkezine ine !

Tevrât ‘“Hayât ağacı doğu tarafında”’ der !

                        ‘“Meryem yıkanmak için, doğuya doğru gider !”’

                                    Kâbe’nin kapısı da bakar doğu yönüne !

                                    Kâbe Dünyâ merkezi olmakla erdi üne !

                        ‘“Cennetlikler sağ yanda !”’ Acaba bu söz niçin ?

                        Doğu ! And ! Ve sağ ! Ayni kelime ! Onun için !

Arz merkezinden dikey hat kutublardan geçer !

Mıknatısın iğnesi, Kuzey Kutbunu seçer !

                        Değirmenin taşını çeviren eksen, kutup !

                        Kutubdur ! Kim ererse kendi rûhunu tutup !

Hâcer-i Esved HAKK’ın sağ eli ! Doğu yönü !

Zemzem hiç kurumayan kaynak ! Kapının önü !

                        Yoğunlaşmaya, ilkin o taştan başladı Arz !

                        Dünyâ oluştu ! Ak taş siyah oldu ! Secde farz !

Kâbe’de İbrâhim’in var bak ! Bir ayak izi !

Arz demek yumuşakmış ! Düşündürüyor bizi !

                        Bir tek  hücreyle başlar ! Minik evren insân da !

                        Bir kadın, bir erkekten gebe kaldığı anda !

Îsâ ! ‘“Seçkin dostunun adını koydu Piyer !”’

Dedi : ‘“Piyer üstüne tapınak kurun ! Değer !”’

                        Piyer ! Taş demek ! Yâni mâbedin temel taşı !

                        Bu taştan inşâ oldu soyut Arz ! Başta taşı !                               

Fisagor ! Taş ardından vaaz verirdi ! Niçin ?

Tercüman olduğunu taşın öğretmek için !

                        Taş ! ALLAH’a tercüman olan halîfesi ‘“Rûh !”’

                        Cennetteki Âdem o ! Bunu bilmez ham güruh !

Papanın evi artık Sen Piyer kilisesi !

Taşla taşlandı Îsâ ! Duyulmaz oldu sesi !

                        Kâbe için ALLAH der: ‘“Dünyâdaki ilk mâbet !”’

                        Bu taştan yüz çeviren ! Taş olur ilelebet !

Dünyâ ! Alçak yer demek ! Kelime kökü Deni !

Yâni yoğun kaldıkça ! Olamayız medenî !

‘“Arz ağırlık atacak kıyâmette”’der RAHMÂN : !

                        ‘“Ölüler dirilecek !”’ Arz şeffaflaştığı an !

Bu arz hem dünyâ ! Hem de senin toprak bedenin !

Perdenin arkasından ! Çıkacak halk edenin !

                        Çıkacak olan ! Yine senden başkası değil !

                        Melek ilk Âdem oldu ! Kendi önünde eğil !

HAKK’ın her özelliği, bir ismine bürünür !

Ve isim, tam yansıtan bir velîde görünür !

                        Hem FÂTMA ! Hem MUHAMMED ! HAKK’ın ERRAHÎM ismi !

                        Biri Arzın, öbürü ise Dünyânın cismi !

Bu yüzden RESÛL dedi :“FÂTMA benden bedeldir !

Nasıl ki bak ! Sağ elin karşılığı sol eldir !

                        Bu yüzden onu “Kendim” deyip ÂLÎ’ye verdi !

‘“İki deniz, kanalla biribirine erdi !”’

HAK der : ‘“İki denizden çıkar inci ve mercan !”’

Biri elmas tozuyla ! Biri kanla ! Verdi can !

                        HASAN-HÜSEYİN ! Oktav farklı MUHAMMED-ÂLÎ !

Evlât, babanın sırrı sözünün bu, meâlî !

 *

                                                    YASAK  AĞAÇ !

 *

Sözü burada kesip dönelim biz Âdem’e !

RABB’inden bilgilerle mest olduğu o deme !

                                    ‘“HAK bilgi”’ soyut meyve ! O şeffaf yapar canı !

                                    Canın gittikçe artar rûhuna heyecânı ! ,

                        ‘“Meyve yemek denildi bilgi almaya !”’ Niçin ?

                        Yenen şey hücre olup sonra çıktığı için !

                                    Âdem’e vahyolan sır ! Soyut hücre dokurdu !

                                    Her hücrede ‘“ALLAH’ın fıtratı”’nı okurdu !

Bunlar yasaklanmamış bilgiydi ! Hepsi soyut !  

Rûhun gıdası idi ! ‘“Cennet”’ kaldı hep boyut !

                                    Soyut , tene girince çıkmaz ! Posası yoktur !

                                    Somut, tene girince kalmaz ! Pisliği çoktur !

                        ‘“Yasak meyve”’ çekmişti Âdem’in ilgisini !

                        Çünkü kapsıyordu o ! ‘“Kıyâmet”’ bilgisini !

                                    Ölü diriltme sırrı ! Kendinden saklanmıştı !

                                    Sandı ! Hep yaşamasın diye yasaklanmıştı !

‘“Sekine”’ ile canı hep yenileniyordu !

Ölümsüz değilim ben diye o bunu yordu !

                        Zaten kuşkulanmıştı ! Ayırım oldu diye !

                        ‘“Yüceler”’ secde emri almamıştı !”’ Bu niye ?

                        HAKK’a sorunca bunu ! O şöyle açıkladı :

                        “ON İKİ İMÂM, AHMED, FÂTMA onların adı !

Her âleme ! Ona hâs vücûd ile inerler !

Olurlar Üçler ! Beşler ! Altılar ! Denen erler !

                        Asılları sâbittir ! Yansırlar aynalara !

                        Buna ‘“İstivâ etmek”’denir ! Kendinde ara !

Senden gelecek onlar ! Cennet âleminde de !

‘“Biz”’lerden olacaksın ! Ben Arzda ÂDEM’im ! De !

                        Korkma ! Ölüm sırrını sana vermedim diye !

                        Diriltme hakkı âit ! En son İMÂM MEHDÎ’ ye !

                                    ‘“Yasak ağaç”’ işte bu ! Kökü fıtrat bilgisi !

                                    İçiçedir fıtratın ‘“HANÎF DÎN”’ le ilgisi !”

                        Havvâ dedi Âdem’e : Mehdî gelene kadar,

                        Doğan herkes ölecek ! Olsalar bile dîndar !

Öğretelim her cana diriltmeyi ölüyü !

Ve Âdem sırrı kaptı ! Bozuldu en son büyü !

                        Vücûd yoğunlaşınca ! Anladı Âdem niçin :

                        Ölü olmak lâzımdı ! Önce dirilmek için !

Ölmek ise ! Dünyâda ancak mümkündü ! Neden ?

Çünkü yalnız Dünyâda mevcûddu çamur beden !

                        Cennet de Dünyâ oldu ! O bürününce ete !

                        Bağlandığı için o ! Canı ile cennete !

Zîrâ ‘“Artık diken ver”’dedi ! Dünyâya da HAK !

Deve gibi ! Dikene oldu Âdem müstahak !

                        Âdem’i çivileyen haç oldu ! Her bir ağaç !

                        Derisi hayvân postu idi ! Ve her öğün aç !

                                    ‘“Fıtratını emânet etmişken”’ halk edeni !

                                    ‘“Kitab yüklü merkebe”’ döndü yazık bedeni !

                        ‘“Câhil”’, yâni kendini bilmez Âdem ! Dedi HAK !

                        Kendine yazık eden ! Bir ‘“Zâlim”’dir muhakkak !

İlk Arzı ‘“Altı günde”’ yaratmışken HAK bile !

Beklemedi yedinci ırkı ! Acele ile !

                        RAHMÂN insân hakkında ‘“O acelecidir !”’ Der !

                        ERRAHMÂN ! ‘“O sabırlı”’ ismine eşit eder !

Penis ile vagina ! Oldu ‘“Hayât ağacı !”’

Gönül dili yerini ! Ses dil aldı ! Ne acı !

                        Diriltme formülünü unuttu fizik cismi !

                        Mehdî bekleyen insân ! Oldu Dünyâda ismi !

                                    ‘“Özümü kararttım ben affet !”’ Dedi o mâdem !

                                    Hiçbir yerden inmedi ! Yalnız değişti Âdem !   

                         *

                   AF !

                                                             *

Özünden kopmamaktan ibâret ‘“HANÎF DÎN”’i !

İhânet eden ! Fizik Arzda bulur kendini !

                                    ‘“Pişilecek, ateşte kalınıp çağlar boyu !”’

                                    ‘“Deri değiştirip”’ hep arınır insân soyu !

Siyah, kızıl, sarı ve beyaz derili mevcûd !

Çıkınca diğer renkler ! Şeffaf olacak vücûd !

                                    Yılan gibi, insân ve Arz değiştirir deri !

                                    Yedi çağ geçip bunlar ! Olur ALLAH’ın eri !

                        Dünyâ ! Donup taş olmuş ! Kış uykusunda yılan !

Uyanıp yutana dek ! Sen üstünde oyalan !

                                    Mevlânâ, Arz sırrını böyle az ve öz açtı !

                                    Anlayan ! Semah yaptı ! Kalan ! Câmiye kaçtı !

Mûsâ’nın o yılanı ! Firavuna düşmandır !

Çıkma vakti, erilen veya ölünen andır !

                                    Mesîh ! İbrânîcede Meşih ! Ve Nahaş ! Yılan !

                                    Aynı sayı, ölünce senden çıkacak olan ! (358)

Ejderha resmi vardır bak ! Her eski mâbetde !

Ona ‘“Arzda en son gün çıkacak”’ fıtratın de !

            ‘“Arz yaratığı”’ onun Kur’anda öbür ismi !

            Can toprak tenden çıkar ! O, Arzdan ! Şeffaf cismi !

Arapça yeri tepen anlamındadır adı !

Yer çekimi işlemez ! Dimdik Âdem evlâdı !

            Kitabda ona denir ‘“Kıyâmet terâzisi !”’

            Çıkan canın tartılır bir anda tüm mâzisi !

                        ‘“Ayırır inançlı ve inançsızı o derhâl !”’

                        Ona karâr verdirir ! İçinde olduğun hâl !

Daha da kötü olur ! Çıktığında kötü can !

Vicdânın baskısından ! Artık özgürdür o an !

                        Kafesten kaçan ! Koşar ise ormana nasıl !

                        Sevinçle vahşîleşir ! Çünkü hayvândı asıl !

Arap der : Arapçada azab, tatlı kökünden !

Ateşi bak ! Şeytana beden yaptı halk eden !

                        İyi çok daha iyi olur ölünce ! Niçin ?

                        Vicdânıyla yüz yüze ! Artık olduğu için !

HAK ‘“Günâhı misliyle iâde ederim”’ der !

İyiliğin misli yok ! ‘“Rahmet”’ sırf sevgi eder !

                        Dünyâyı bak ! DNİA olarak yazar Arab !

                        Harflerini değiştir ! ‘“ADNİ !”’ ; İbranîce ‘“RAB !”’

Denî, Dünyâ ! Yedinci çağda olur cennet Arz !

‘“Sâlihlerdir vârisi !”’;‘“BİZ”’lerden olur bu tarz !

                        Şimdi beşinci ırkız ! Arz dördüncü devrede !

                        Şeffaflaşma başladı ! İlk dönüm noktası de !

Kova burcu ufukta ! Bu vizyon burcu ama,

Bir felâketten sonra ! Olacak bu sıçrama !

                        Olacak yedinci ırk ve Arz yeniden şeffaf !

                        İşte o zaman ancak ! Çıkacak ALLAH’tan af !

 *                                                                                                    

            İNFÂZ !

 *

Son ırkta “MEHDΔ olur ! Her ırkta sınıf geçen !

Ayrılacak ‘“Doğru yol”’ ile ‘“Yokuş”’u seçen !

                                    Bir şey yanınca ! Duman ile çıkmakta ışık !

                                    Her kömür arasında ! Marsık vardır karışık !

Dünyânın tembel kısmı, kopup dönüşür Ay’a !

Oraya gönderilir ! Son ırkta kalan yaya !

                                    ‘“Kıyâmet yaklaşınca ay yarılır”’ der âyet !

                                    Ay’ın Arz ve insânla ilgisi açık gayet !

                        Merkür ve Ay götürür canı ! Güneş yargılar ;

Mars infâz eder ! Dünyâ mumyasını sargılar !

                                    Şeffaf teni giydirip soyan da ! Yine Ay’dır !

                                    Hem Cibril ! Hem Azrâil ! ‘“Çift boynuzlu”’ bir yaydır !

Çalışkan Mehdî olur ! Ve dünyâ, ‘“Arz cenneti !”’

Arzın kalmaz zerresi ! Ne de insânın eti !

                                    Cennet meleği gibi, insânlar olmaz sırf sâf !

                                    Benden Fıtrî bilince ! ‘“Biz”’e geçerler saf saf !

                        ‘“Meleği bile bir gün yargılayacağız”’ der !

Bu sözünde haklıdır çok şükür ! Aziz Peder !   

  *         

                                                   GAYB  ERENLERİ  !

 *

İnişi söyler Tevrât ! Çıkışı ise İncil !

Biri der: ‘Ben’ önemli ! Biri der: Olma bencil !

                                    Hiçbir şifreli harf yok ! Ne Tevrât ! Ne İncil’de !

                                    Kur’an-ı en son kitab yapan şey ! İşte bu ! De !

                        ‘“GAYB”’ın bütün sırları, bu kitabda saklıdır !

Gayb erenleri bilir ! Onlar HAKK’ın aklıdır !

                                    ‘“ALLAH gayb’ı açıklar seçtiğine !”’ ‘“Şimdi az !”’

                                    ‘“Gayb’ı kimseyle değil ! Herkes ile paylaşmaz !”’

ALLAH, ‘“En eskiler”’ ve ‘“Yakınlar”’ için dedi :

                        ‘“Evvelce onlar çoktu ! Şimdi azdır adedi !”’

                                    Üçüncü ırkın sonu ve dördüncünün başı,

                                    Henüz şeffaftı ! Hem de ‘“Ulular”’dan dı aşı !

                        ‘“Eskilerin eskisi”’ denir artık bunlara !

                        Beşinci ırkta az var ! Ama yok değil ! Ara !

                                    Tevrât’ta insân, ‘“Adam !”’ Toprak ise ‘“ADAME !”’

                                    Gel de sen şimdi Arza ! İnsân vücûdu deme !

Kuzey Kutbudur bil ki bizim dünyânın başı !

‘“Gayb erenleri”’ orda şimdi de ! Yapar aşı !

                                    Kuzey Kutbudur ! Arzın tek emniyet supabı !

                                    Fazla elektriği boşaltmak için kapı !

                        Arz, hayâtını borçlu ! ‘Kapı’ olan kutuba !

                        ÂLÎ, ‘“Kökü göklerde cennet ağacı Tuba !”’

                                    ‘“Yasak ağaç !”’ En yüksek HAK bilincimiz RAB’dır  !

Can cennette melektir ! RABB’i ona serâbdır !

                        Melek mâsûm ve sâftır ! Ama bilmez kendini !

                        ALLAH’a çıkan tek yol ! ALLAH’ın ‘“FITRAT DÎNÎ !”’

Sâde hayâtta kalmak ! Can için değil amaç !

‘“Hayât ağacı”’ Arza naklolmadı ! Gözü aç !

Can kazanmalı önce ! Maddede Ben bilinci !

                        İstiridyede hapis olmadan ! Çıkmaz inci !

Ben bilinci üstünde mevcûddur ‘“Rûh”’ bilinci !

Ona ‘“Cebrâil”’, diyor ! Taklit erbabı dînci !

                        Rûhu RABB’e bağlayan tek köprü ! ‘“Sekîne”’dir !

                        İçi ‘“Hikmet”’ le dolu ! Eşsiz bir definedir !

Arz altı günde ! Âdem yedincide oldu halk !

Yedi ırk basamağı çıkarak ! ‘“Ayağa kalk !”’

 *

                                                           SENTEZ  !

 *

Soyadın, En sonuncu demek ! Kezban HATEMİ !

‘“Sonuncu ilk olacak”’ der Îsâ ! Düşün emi !

                                    İlk tohum ve son tohum arası çizgi ağaç !

                                    İki Âdem arası köprü dünyâ ! Gözü aç !

İşte bu yüzden ona ‘“Sırat köprüsü”’ derler !

Geçemeyenler onu ! Canlarıyla öderler !

                                    Hügo diyor : Yarattı HAK birinci Âdem’i !

                                    Ne zaman başlayacak ikincisinin demi ?

Güzele âşık olmuş ! Notur damın kamburu !        

Sökmeye çalışıyor ! Sırtından kötü uru !

                                    Son Âdem giydirecek can her rûha ! ‘“Ses”’ ile !

                                    ‘“Ol dediği şey olur !”’ Bir kez geldi mi dile !

İşte bu ses ‘“İblîs’in bilemediği isim !”’

Tohum yoksa ! Hiçbir şey yaratamaz kör cisim !

            ‘“Dünyâda en çirkin ses merkebin sesidir”’ der !

            ‘“Yaratan ses”’i çıkar ! Demek istiyor ‘“PEDER !”’

‘“Cennette bak boş lâf yok !”’ Hep ‘“Selâm”’dan ibâret !

                        ‘“Zekeriya susunca !”’ ‘“YAHYA doğdu !”’ Al ibret !

                                    HAK der :‘“Taptığınız put, sinek bile yapamaz !”’

                                    Bu put, hayvân canımız ! Âdem değil ! Bilen az !
                                ‘“Yüce Meclis dopdolu !”’ Hiç boş olmaması farz !
                                Şeffaf erenle dolu ! Dünyâ olmayan her Arz !
                                    Tevrât ona :‘“Çember”’ der ! Şekli uçan dâire !

                                    Fizik bedense dikey ! Şimdilik vesâire !

Dâireye dönüşür ! Secde etse kendine !

Bu yüzden ! Farz olarak namaz kondu her dîne !

            ‘“Gökte olan kimseler zikrederler !”’ Der âyet !

                                    Kimse bilinçli varlık demek ! Bu açık gayet !

                        ‘“HAKK’ın yarattığının çoğuna üstün insân !”’

Demek : O kimselere ! Fazlası oldu ihsân !

                                    Her yerdeki şeytanı ! ERRAHMÂN kovdu ! Niye ?

                                    Yoğunlaşıp ! Sırları unutabilsin diye !

                        ‘“Yaklaştırılmıyor bak ! Şeytanlar hiç Burçlara !”’

                        Nedenini, onların yoğunluğunda ara !                                                                 

                                    ‘“Zaten kâfirlerdendin sen !”’ Dedi ! ‘“Kovunca HAK !”’

                                    ‘“İblîs ! Önceki arzda yoğun kalan ‘“Cin !”’ Mutlak !

Bizim Arzda doğamaz ! Devri bittiği için !

Sızar omuriliğe ve beyne ! İçin için !

            Her ırk sonu geçittir ! Kur’anda ‘“Berzah”’ denir !

            Küçük ‘“Kıyâmet !”’ Sevap ve günâhla ödenir !

Altı devre bir maç var ! Yedinci devre final !

‘“Büyük kıyâmet”’dir O ! Çalış ! Kupayı sen al !

                                    Mâsûm ! Ama bilinçsiz idi ilk iki ırk ! Bil !
                                    ALLAH’ı seyretmekle ! Kul olmak değil kabil !

Son ırkı bekleme sen ! ‘“Arz Cenneti”’ hep açık !

Kalbindeki noktadan gir ! Soyut uzaya çık !

                                    Tevrât’ta cennet : ‘“Ginet !”’ Yazar ; G, N, T, ile ! (x)
                                    Üç tür harf hesabının baş harfi ! Keşfedile !

İşte cennet sırrı bu ! Sayın; Kezban HATEMİ !

‘“Bilinmeyeni !”’ ‘“Bilen !”’ Birine bırak ! Emi !

                                    ‘“KİTAB İLMİNİ”’ bilir bende-i ÂL-İ ABÂ !

                                    Fakire, söz verir mi CEVİZOĞLU acaba ? (xx)

**

                                M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ  

                                ANKARA – 20.11.1998

*

(x) İbranicede : GEMATRİA - NOTERİCON – TEMURA

(xx) Sayın HULKİ CEVİZOĞLU : Çok düzeyli T.V. programlarından

         birinin sunucusu.

*

                                                                           

                                                                                   ANA SAYFA

                                                                                                            

                                      Copyright © 2000>> www.ondokuz.gen.tr  

  Copyright © 2001>> www.ondokuzbiz.com

          Copyright © 2001>> www.19muhammedali.com