MESNEVİ
HAZRET-İ MEVLÂNA CELÂLEDDİN RÛMİ
*
Uluğ Kızılkeçili tarafından seçilmiş ;
ÖZDEYİŞ YORUMLAR
1
“Mesnevi”, “Fıh-i Mafih”, “Meclis-i Seb’a”, “Hâbnâme”, “Hırka-i Kâmile” veya
Makalat “Mektubat” eserleri.
Mevlâna Mesnevisi hakkında şöyle der :
“Biz öldükten sonra Mesnevi başkanlık eder, taliblere mürşîd ve onları doğru yol olan
“sırat-ı mûstakiym”e çeken kılavuz olur.!”
Mevlâna’nın en baştaki tavsiyesi ;
“Hiçbir mahlûku incitmeden yaşamak” demek, ‘şahsi menfaat, kibir, hiddet ve içgüdülerimizi yenmek’ demektir.! Haksızlığa uğradığında hakkını aramayıp susmak demek değildir.! (C.H.S.)
Tasavvuf dilinde içimizdeki kötü insiyakları atmaya (nefis tasfiyesi = iç temizliği) denilir. Temiz olmayan gönüle “Yüce Tanrı inmez”, misafirliğe gelmez derler.! Yâni ‘kötü insiyakların çöreklenip yerleştiği yere yüksek duygular, yer bulup girmez’ demektir.!
Mevlâna’ya göre hayât yolu şudur :
Kâlbi temizleyerek halka hizmet ede ede ve hiçbir mahlûku incitmeyerek namütanai bir tekâmül yolu olan Tanrı yoluna devam etmektir.! Yaradışılında insânda, iyilik ve kötülük uyur bir hâldedir.! Terbiye sayesindedir ki iyilik tohumları filizlenir, çiçek ve ağaç olur meyveler verir.!
Şunu bil ki her cefa, ölümden bir parçadır, ölümün parçasını sürüp atabilirsen kendinden sürâtle, mademki ölümün parçası olan elemlerden sıkıntılardan kaçmaya muktedir değilsin, bil ki (Kül = bütün) olan ölümü başına dökeceklerdir.! Eğer ölümün parçası olan sıkıntılar sana şirin ise bil ki Tanrı sana ölümü hoş edecektir.!
Elemler sıkıntılar ölümden elçidirler.! Bu elçilere dayan, dayan.!
Uyanık insânın derdi çok olur, işlerden haberi olanın yüzü sapsarıdır.!
Hakîki basiret (kâlb gözüyle görme) odur ki Emniyet mahallini görür, Tanrı bizi kendine dost edeceği zaman bizi doğru yola ve kulluğa meylettirir.! Başına gelen felâketler, sende Tanrı korkusunuın olmamasındandır ve edepsizce hareketlerindendir.!
Ey İnsân ! Mahlûklar dizisinin en üstündesin, alçaklığı nasıl şeref zannediyorsun.!
Yüce Resûl’ün şu sözünü unutma :
“Bir milleti, zâlime sen zâlimsin demekten korkar bir hâlde gördüğün vakit onların düzelmesi artık geçmiştir.!”
* *
İnsân psikolojisini şu sözlerle pek güzel tasvir eder :
“Tanrım yüzbinlerce tuzak ve yem var.! Bizler haris ve aç kuşlar gibiyiz.!
Her birimiz şahinler kadar kuvvetli olsak da, her vakit yine tuzağa düşüyoruz.!
Her defasında Sen bizi kurtarıyorsun.!
Ama biz yeniden yine tuzağa doğru gidiyoruz.!”
*
Ey yolcu ! Yanlış yola gitme.! Tanrı’yı dünyâ ve cennette arama.!
Tanrı yolu gönüldür, Tanrı’ya gönülden daha yakın yoktur.! Gönül Tanrı nûrundan bir kıvılcımdır.!
Ey aday ! Bil ki yol gönüldür.! Yolcu sensin.!
Gitmek kendine bağlıdır, ama dünyâya gelirken senin dahlin yoktu, sen dıştaki alimlere de dil uzatma.!
Cahil sofuların onlar hakkındaki dedikodusuna bakma, onlar doğru yol kılavuzlarıdır.!
Mürşîdler manevi tabiblerdir.!
Şeriat, bir ağaçtır.! Tarikat, O ağacın çiçekleridir.!
Marifet, Meyveleridir.! Hakîkat, lüb ve lezzetidir.!
Hazret-i PÎR HÜNKÂR HACI BEKTAŞ-I VELÎ
hakikati şöyle özetler :
“Hararet nârdadır, sac’da değildir !
Kerâmet sendedir, tac’da değildir !
Her ne ararsan kendinde ara !
Kudüs’de, Mekke’de Hac’da değildir.!”
Hayâtın alevi başkalarından ödünç alınamaz ; onu kendi iç yüzündeki mabedinde yakmalısın.!
Tasavvufa göre ; hayâtın gayesi böylece nefsini en iyi sıfatlarla tekâmüle mazhar kıldıktan, tanrılaştıktan sonra insânların tekâmülüne çalışmaktır.!
Bunu Şirazlı şâir Sadi, şöyle ifâde eder :
“Gidilecek yol Halka hizmetten başka birşey değildir!
Tespihe, seccdaye ve yamalı cüppeye değildir.!”
*
ÖZDEYİŞ YORUMLAR
*
*Nefis çok övülmekle, çok tapılmakla firavunlaştı ! Alçak gönüllü ol, toprağa secde et !
*İbâdet tohum ekmek, marifet mahsûl dermektir.!
*İman kaynaktan suyu akıtmak, rûhu revan olup giden can demektir !
*Namaz ağacın kökünden su emmesi ve işâreti meyve vermesidir !
*Köpek gece karanlığında efendisi için uyanık olduğundan mağara köpeği dendi !
*Yumurtadan çıkmayan yavru asla havadaki kuşların tespihlerini duyamaz !
*Tanrı kıskançtır ! Yâni göz nereye bakarsa O’ndan başka yüz görmemelidir !
*Kiminin kıblesi baş, kiminin kuyruk ama hepsi O, yalnız zevk değişik !
*Tövbesiz ömür can çekişmektir !
*
*Tanrı hakkı ana hakkından ileridir, anayı da O yarattı !
*Gönül darlığı mazlumun ahından, gönül ferahlığı hizmetten doğar !
*Haram lokma kavga doğurur !
*Tanrı sıfatlarından başka tüm sıfatları tufanda gark et !
*İnsânlık Tanrı huzuruna kabûl fırsatıdır !
Huzurdaki birinin sultandan mektup beklemesi aracı koyması çirkin olur ; hemen Sultanın ayağına kapan !
*Ululuk satma, Tanrıyı noksan sıfatlardan tenzih et, O’na kendini eş tutma.
Ateş kimseyle dost/akraba olmaz, herşeyi ve en son kendini kül eder.!
*Kendi ekseninin etrafında dön, eksen değirmen taşının mili yâni kutb miğferi demektir ve kendinden geç ; dünyâ hem kendini hem merkezini tavaf etmede. Özünün ve Pîr’inin etrafında dön, dünyâ bilgin ne olursa olsun !
*Kurbân keserken tekbir çekilir, ALLAHU EKBER demek ; artık şu postumdan soyulmak bu deriyi değiştirmek istiyorum, şu hayvânsal canımı kıblemdeki yâni merkezimdeki ortak nokta için (canan) kurbân ediyorum demektir. Tanrı Babasına teslim olan İsmal’i değil hayvânı kestirdi, İbrahim’i de ateşte yakmadı !
*Kendinde olmadığın zaman, kendini bulmuşsun demektir.!
O andaki duâyı Tanrı yapmaktadır, hemen kabûl edilir, çünkü O’nun dediği olur.!
*
*Balçıktaki su denize akamaz özüne dönmek istersen canın ayağını bağlayan istekleri kes.!
*Nimete şükür, nimetten hoştur.! Şükre dalan nimeti unutur.!
*Kötüler nimet için alçak adamlara secde ederler, iyiler ise RABB’im yücelerden yücedir diyerek yücelere.!
*Nimet arayan Tanrı’dan başkasını velînimet edinmez.!
*Namaz ancak temiz (gönülle) kılınabilir.!
*Kötü fikirlinin soluğu yalvarırken sovan gibi kokar, onun için “kesin sesinizi” denip duâ reddolunur.!
Başkası için duâ eden ağız pis bile olsa temiz kokulu sayılır.!
*Tanrı ahdine vefa ile öğünür.! Sen de vefalı köpek ol.!
*Topraktan yaratıldın alçak gönüllü ol.!
Nimetler alçak gönülle toprağa inip insâna gıda olarak dirildi ve insân sıfatlarıyla aşılandı.!
*Ayıp gören Gayb’dan bir kuku bile alamaz.!
*
*Melekler gibi bizim bir bilgimiz (2/32.) yok deyip, öze âit bilgiyi iste.! Söz ilmi değil, öz ilmi.!
*Tanrının ne babası var ne çucuğu, O’na akraba olmak için kulluktan başka yol yok.!
*Kendi izinden ayrılma, halkın kınayışına aldırma.!
*Yunus Tanrı’yı balıkta, Ahmet Gökte buldu. Şayet Yunus Balığın karnında iken özünü anmayı unutsaydı ten
balığı onu sindirip kendi cinsine çevirirdi ama beceremedi yuttu, yine kustu,
Ahmet benim mirâcım Yunus’unkinden yüce değil buyurdu.!
*Çocuk süte âşıktır, erginleşti mi süt anneye âşık olur.!
Ahret nimeti umarak gelenler reca ehlidir ve dünyâ nimeti umarak gelenler korku ehlidir.!
Her ikisi de istemiyerek gelirler ; çünkü belâ yularıyla çekilirler.!
Yalnız gönül ehli isteyerek (gönüllü) gelir.
*Nerde toprak üstünde bir kan damlası görsen izle, mutlaka gözümüzden akmıştır.!
Ben hamdetmekle ağlamak arasında çırpınmadayım, ağlarken hamdetmekte kalırım;
hamdederken ağlamaktan en iyisi ağlayarak hamdetmek.!
*Mahşer yeri dümdüzdür, en küçük bir kusu bile orda saklanamaz.!
Sen de kendini düzelt de hiçbir ayıp barınamasın.!
*Ya RABB’i devlet istemiyorum.! Bana secdedeki devleti ver.!
*Edep edepsize sabretmektir.! Söven terbiyesiz, ondan yakınan edepsizdir.!
Güzel huylu kişi kötü huyluyu gizleyendir.! Eren yüzlerse tanrı emriyledir.!
*Sofilik sâflıktır, sâf (suf = yün) elbise giymek değil.!
*
*Gece karanlıkta uyuma kalk, mum gece ayakta durur, körü yenene büyük ecir var.!
İçindeki karanlık dağılıp şafak sökenedek niyaz et, şafak zikri meşhuttur (gözle görülen) yâni öze tanıklıktır.!
*Yeni testi sidik emdi mi ne koysan sidik kokar, gönlünü iyi yıka.!
*Baharı toprak gibi öv, onun övüşüne rengarenk çiçekleri şahittir, sen de namazda Tanrı’yı böyle öv, çıkarttığın çiçeklerle O’na şahit ol bahar güzeldir deme koynundan güzel bir çiçek çıkar “Cennet bahçe demek” unutma.! Tanrı “kadir”dir deme ; Musa gibi kadir bir el çıkar öbür övüşler şeytanın namazıdır,
esmâya mazhar (ayna) olan şahittir.! Tanrı’nın hüccetidir (delili).! Çiçek açan toprak bahara şahittir.!
*Apdes alırken ; ben dışımı arıttım, sen içimi arıt de.!
*Beden evinde kiracısın boyuna yamıyorsun.!
Mülkün sahibi ol da yıkılınca çıkan define senin olsun “nimet emek karşılığı”dır âyetini oku.!
*Tanrı’dan iç yüzde oyalanma dile ! Yoksa ; dilber, uyku, mevki, para, manzara, dünyâ ile seni dışta oyalar.!
*Testici sanat göstermek için değil su taşısın diye testi yapar.!
*Kitabı bırak, Musa gibi koynundan ışık bul.! (Kur’an - 20/22.)(26/33.)
*Güneşi öven kendini över, kör değilim gözüm aydın der.!
*
*Sunuş dostluğa tanıktır, âyettir ; her ibâdet bir sunuştur.!
*Memeyi red et de yemek versinler.!
*Göz gibi ışık ye de, melekler gibi tespihle beslen.!
*Şarap kokusunu sarhoş hemen tanır, Elest’de RABB’i görenin canı sultandan bir belirti (işâret)
gördü mü hemen tanır ve kendinden geçer.! (Kur’an-7/172.)
*Tespihler Tanrı’yı değil, bizi arıtır ve O’nun cömertliğini sağlar.!
*“Keşke toprak olaydım” (Kur’an-78/40.) demek ; ‘keşke içindeki tohumu ağaç hâline getirip meyve vereydim’ yâni ‘içimdeki özüm olan Âdem’e secde edeydim’ demektir.!
*Kötü huylunun sesi de Eren kulağına kötüdür.! Susun denir ve duâsı kabûl edilmez ;
önce tövbe edip helâllaşması gerekir.!
*Tanrı gönlü gözyaşı ile yıkar, kan hâline getirir sonra sırlarını yazar, eski ev yıkılmadan yenisi yapılmaz.!
*İbâdet yakarıdır, ağlayın da süt versin ananız.!
*
*Puta tapan gibi taştan da olsa dost edin, düşmanı ürkütür.!
*Buğday eken saman da biçer ama saman eken hava alır.!
*Ben HAKK’ım sözünü vakitsiz söyleme, sonra nefis horozu kesilir!
*Başı taşla ezilmesin diye yılanın dişini çıkarırlar.!
*Nefis ateşe tapandır, o ateşi söndürüp gül bahçesi hâline getirin, zikir ağaçları ekin de cennet bahçesi olsun,
“insânlar da cehhenneme uğrayacak” sırrının bir batın yorumu budur.! (Kur’an-19/71.)
*Kim Elest günü o sütü içmiş ise Musa gibi annesinin sütünü ayırt eder, kötü dadılardan meme emmez,
bu dünyâda kendini bulur “Ahde vefa” eder.!
*Sınanma da emin olma, İblis nice yıl iyi adla yaşadı sonunda rezil oldu.!
*Tanrı sıfatlarını seyretmedikçe yenen lokma haramdır, nefis seni “evin rızkını” kazanıyorsun,
filândan himmet al da er, kusur işlesen de Tanrı ayıpları örter diye aldatır.!
*Dünyâ deniz, beden balık, can ise sabah ışığını göremeyen Yunus.!
Tespih ederse balıktan kurtulur, yoksa balığın karnında sindirilip yok olur gider.!
*Çilelere dayan en doğru tespih budur.!
*
*Madem bu bilgiler kutlu değil onlardan yüz çevirip kendini ümmi yapta melekler gibi
“Tanrım bize bellettiğin bilgiden başka bilgimiz yok bizim” de.!
*Beden ehli yanında edep görünüşe bağlıdır, edep ehli yanında ise gönlün içini gözetmektir.
*Musa taklit ehli olan akıldır ! Hızır ise tahkik ehli olan, Hızır’ı ALLAH satın almıştır, müşterisi sonsuzdur !
Âdem meleklere ders verdi, vahiy ehlinin melekler bile mahremi olamaz.!
*Onca ibâdet yapıyor tad almıyor, içsiz çekirdek fidan olmaz.!
*Eşini dostunu pek övme sonunda ayrılığa sebep olur.!
*Çocuk annesinden delil istemez, onun sesini hemen tanır, o ses “şahdamardan yakın” anasıdır,
kimde duysa alır ; çünkü hikmet müminin yitik malıdır.! (Kur’an-50/16.)
*Ham koruğa Tanrı ezelden kâfir dedi, üzüm oldu mu kardeş olurlar, sıktın mı birtek şıra.!
*Sevgili herkeste olan sıfatlarla övülürse sana bağlanmaz, onun için herşeyi O öğrettiği hâlde
“Kur’an’ı O öğretti” ve “herşeyi O yarattığı” hâlde “yüce gökleri O yarattı” deniyor,
işemeyi O öğretti, sidiği O yarattı denmiyor.!
*Keramet seni aşağı hâlden yüceltmektir, topraktan başlayıp insân makamına çıkıştır.!
*
*Atın gıdası, atlının gıdasından ayrı ; dünyâ ahır, beden at, can atlıdır. Ahır bilgisini bırak, ahir bilgisine geç.!
*Horoz gibi yem için değil güneş doğdu diye öt.!
*Tanrı’dan başka herkes düşmandır, dosta düşmana yakınma.!
Şerde de sabret ve şükret, bölüştüren O, bilen O.!
*İstemeden vermek Tanrı âdeti değildir.!
*Kul olanlar efendiden azad olmayı arar. Âşık olanlar ise efendiyi.
O güzel dostu görüp Ona kul olmayı ararlar, kulluk âşk ile hizmetle elde edilir.!
*Evine (kâlb) her an bir düşünce konuk olarak gelir, adam yerine koy onu ağırla,
zaten Âdem düşünceden ibâret.!
*Oku çıkarırken afyon verirler, ölüm sekeratı da afyonludur en iyi ile oyalanırken öl.!
*Ahmet başını puta eğilmekten kurtardı.! (Beyni nefse eğilmekten)
Sen de çalış gönlünü kurtar, dini Ahmet’ten bedava buldun müsrif evlât gibi mirâs yedi olma kıymetini bil.!
ALLAH O’na “yüzünü atan ibrahim’in, fıtratım olan ve değişmeyen putsuz özlük dinine, Hanîf Din’e çevir” dedi.! (30/30.) Sonra da : “İbrahim’in dininden yüz çeviren kendini bilmezlerden olma” diye işaret buyurdu..!
Sen bundan ne anladın ? Sen, özünü bırakıp da yüzünü kime döndün ?
Bunun hesabını O senden sormayacak mı ? Bu nasıl Resûl’ün sünnetine uymaktır ki ?
Resûl’ün sünneti HAKK’ın yasasına uymaktı, sen ne yaptın ?
HAKK sana : “dinimi parçalayanlar”dan mı ol dedi ? (6/159.)
“Ey Muhammed ! Dinlerini parça parça edip fırka fırka bölenler var ya senin onlarla hiçbir işin yoktur.!
Onların işi ALLAH’a kalmıştır.! Sonra (ALLAH) onlara yaptıklarını haber verecektir.!”
Bu âyete karşı gelenlere ALLAH hakkı için bu âyet yetmez mi ?
Meshep ve Tarikatlar Resûl zamanında var mıydı ?
Veya Kur’anda bu bölücülere geçit veren bir tek hüküm olsaydı HAKK bu âyeti verir miydi ?
HANÎF DİN’den başka İslâmiyet yoktur.!
Ama “insânları çoğu bunu bilmez” diye HAKK boşuna dememiş.! (30/30.) CHS.
*
*Kader Tanrı bilgisidir, rızası değil! Çocuğun buz yerse hasta olacağını bilmek başka,
çocuğa buz yedirmek başka.!
*Ayan-ı Sabite’de çirkin de zuhur etti.! Ressam çizdiği güzel resmi de sever, çirkin resmi de.!
İkisi de aynı fırçadan aynı sanattan çıkmıştır.!
“Şeytan ALLAH’a değil, RAHMÂN’a âsi oldu.!”(Kur’an-19/44.)
Ancak RAHMÂN’da, Mudil’de ALLAH’ın güzel isimlerindendir.!
(Açıklama : RAHMÂN ve MUZİL, ALLAH’ın Esmâ-ül Hüsna’ından olup mazharları farklıdır.!
Bu dünyâ savaşı aslında bu iki esmâ’nın savaşıdır.! U.K.)
*Herkesi bir işi için yarattılar, herkesin gönlünü bir işe akıttılar.!
*Takdir bağını demirciler bile kıramaz.! O bağın adı boynundaki hurma lifinden iptir.!
*Odunda karanlıkla aydınlık beraber otururlar.!(U.K.)
*Kör pisliğe düşse kokuyu bedeninden sanır, gül suyu versen onu kendinden bilir.!
Gönül gözü açılınca ikisinin de kendinden olmadığını anlar, sınanmayı kazanarak kazaya uğramaz,
gülsuyunun sevgili bağışı olduğunu kavrar.!
*Tutku (hırs) zincire benzer, tutkulu ise onun sürüklediği esire, yâni tutukluya hurma lifinden ip budur.!
*Cebri olma, şeytan gibi “RABB’im beni azdırdın” deme.!
(Kur’an-7/16.) Sınama RAB’dendir, “Âdem ben sürçtüm” dedi. (Kur’an-7/23.)
*
*İnsânın sütü kâlbe yakın memeden gelir, hayvânın sütü cinsel uzvuna yakın memeden,
hangi sıfatta isen rızkın oradan verilir ; rızık ALLAH’tandır bu demek.!
*Ekmekçi, kazanç için insânların acıkmalarını ister ; ama onların acıkmalarının sebebi değildir ve aç kalmalarına da razı değildir. Öğrencinin bilmemesini öğretmen, irâde etmedi, öğrenmemelerine razı da değildir, nefis yaradılıştan hayırdan nefret eden bencil bir varlıktır. Onun şerri olmasa Tanrı’sal hayır da müstehakımız olmazdı. Küfür iman için gerekli bir unsurdu (öğrenci-öğretmen) hayır, şer ALLAH’tan budur.!
*Kalem yazdı demek her işin ecrini vereceğini yazdı demektir.! (ecir = karşılık)
*
İRÂDE
– KADER
*Çorak yerde açlığa sabretmek ahmaklıktır.! Tanrı’nın diyarı geniş.!
*Tanrı icbar etmez, ilham eder iki koku salar ; ciğer kokusu köpekleri uyandırır, gül kokusu bülbülleri.!
*Tanrı güçlüdür, demirci de güçlüdür ama demire şekil vermekte, yoksa konuşturmakta değil.!
*Tanrı ne dilerse O olur demek, başkasının gözüne girmeye çalışma ondan başkalarının
dilekleri olmaz demektir.!
*Kalem ezelde kaderi yazdı demek, HAKK’ın kalemi ezelde her işin hakkını vereceğini yazdı demektir.!
*Rızıları O dağıtır, birine eşeklerin şehvetini, öbürüne meleklerin aklını.!
*Suçun cezası kısastır, zina eden piç doğurur.!
*
DÜNYÂ
ve AHRET
*Beden ve Dünyâ ana rahmi gibi dardır.! Kapıyı kırıp, tanrı’nın geniş yeryüzüne çık.!
Özünüzü bulup erin de gerçek âleme çıkın.!
*Dünyâ Tanrı’dan gaflet ettiren şeydir, yoksa mal, para, mevki nefreti değil. Ahmet,
“HAKK yolunda kullanılan mal için ne iyi mal” buyurdu.!
Bu gemi suyu ayaklar altına alırsa desteklenir yüzer, koynuna alırsa batar.!
*Dünyâ timsah ağzı, biz de dişleri arasındaki kırıntıları gagalayan kör kuşlar.!
*Dünyâ ahret ehline, Ahret dünyâ ehline ikisi de HAKK ehline haramdır.!
*Evren bizim hizmetçimizdir, onu gözünde büyütme Tanrılaştırma.!
*Dünyâ zayıf kuşların tuzağı, ahret de güçlü kuşların.!
*ALLAH’ın yeryüzü geniş, ayni bahçede sovan da var çiçek de, biri içtiği suyu acı su yapmada öteki koku,
biri tencereye girecek öbürü kristal vazoya.!
*
*Eşeği olan nal çalar, müzik aşkı olan da ney.!
*Eşek rüyâda hiç Hindistan’ı görmez ; çünkü oradan gurbete düşmemiştir ! Bir de file sor.!
*Ahret deve, dünyâ onun yünü, deveyi elde edersen yün de senin olur. Yünü elde edersen deve senin olmaz.! (Ahret = Öz / Dünyâ = Nefis)
*Dünyâ gazep üfürüğüdür, o düğümü rûhumdan üfledim demek (rahmet üfürüğü çözer) akıl çözebilse Nebi gelmezdi, var git de “insânlar eşlendirilince” denen eşi bul.!
*Dünyâ ayrılığına dayanamıyorsun da ALLAH (Ahret) ayrılığına nasıl dayanıyorsun ?
*Aklı külle barışsan dünyâ kıyâmet görünür.!
*Dünyâya Tanrı “oyun” dedi.! (Kur’an-29/64.) Cezalar fitneyi yatıştırmak için oyuncak kadar verilir !
Cani idâm edilse de kısas devam eder ! Uykusunu yorumlamak için kurt olarak kalkar !
Burdaki ceza sünnet olmak gibidir, ordaki ceza ise hadım edilmek.!
*Hayât domuz avıdır, kendine tuzak kurar kendini avlarsın sonra da yiyemezsin.!
*Ahret âleminin taşı, toprağı, suyu diridir söz söyler.!
*Ahret âleminin kıymetini bilelim diye, dünyâ Elest âlemiden sonraya kondu.!
*
*Dünyâ hayâtı boş övünme yeridir.! (Kur’an-57/20.)
*Dosta hediyesiz gidilmez, ahrete eli boş gitme.!
*Dünyâ rahimdir, ahret ALLAH’ın yeryüzü çok daha geniştir.!
*Şarap ahrette, testi Dünyâda.!
*Çocuğa oyuncak bebek verilir, büyüyünce kendi doğurduğu bebekle oynar.!
Dünyâdaki zevkler de ahrete göre böyle, buradakiler taklit ve ölü ; oradakiler gerçek ve diri.!
*
*Ücret işe benzemez, alınteri verirsin altın alırsın. Üşüyüp soğuk alırsın, hasta olup ateş içinde yatarsın, yanarsın.! Bir damla su verirsin, bambaşka bir çocuk alırsın, burada zekât verirsin orada ağaçlık olur.! Aşkın süt ırmağı, kendinden geçişin şarap, kulluktan aldığın tad bal olur.! Bunlar burada nasıl senin buyruğunla meydana gelmişse sonuçlarıda orada senin buyruğunda olur, o sıfatlar senin emrindeydi ;suretleri de senin emrinde olur.!
*Cennette herşey seninle konuşur ; çünkü taş ve toprakla değil senin zikirlerinle inşâ edilmiştir.! Gönlündür, yapıcısı sen olduğundan seni överler böylece bütün âlemin Elhamdülillâh diye gönlündeki özü övdüğünü ölmeden önce duyarsın, o toprağa ekilen solmaz o su ile değil aşkın göz yaşı ile sulanıp yeşermiştir.!
*Güneş batıdan doğuncaya kadar, Cennetin sekiz tövbe kapısı açıktır.! Onun için gece ibâdeti mühimdir.!
Çünkü sabâh kıyâm edip ayağa kalkıyoruz.! Bunun sırrı başkadır.! Fizik güneş değidir, yâni Resûl’ün bahsettiği öz güneşidir.! Sen ölünce batı olan senin içyüzünden O güneş denen Rûh doğar.! (CHS)
*
*Şeytan’ın partiyi kazanacağı yok.! Bu patırtı onun lânetlenmesine yaradı.!
*Şeytan sınamak için aynadır.! (19/83.)(43/36,37.) Herkesin kendi yüzünü gördüğü dosdoğru ayna yâni tanıktır.! İyiyi kötü yapmaz, tanık zindana atılmaz.! Küfür de Tanrı’ya tanıktır, iman da, biri kerhen öbürü tavan.!
*Ateşi suyla korkuturlar fakat su ateşten korkar mı hiç ?
*Nefis şüphecidir ne delille ne mucizeyle yola gelir, vur başına onun ; o dövülmekten anlar.!
*Gök gürültüsü sesi susamamışa baş ağrısı verir, hâlbuki bilmez ki o korkunç ses
gökten inen suyun müjdecisidir.! Onun gözü yerdeki akar su da.!
*Zâlime yardım edene, ALLAH o zâlimi musallat eder.!
*Nerde inci büyükse sedefi o kadar kalın olur, nerde kilit büyükse orda hazine çoktur, insânda da müthiş büyük bir hazine var da nefis perdesi o kadar kalın tutulmuş o kilidi, Hu yâni eren açar.!
Hazine sopanın (Asâ = belkemiği) içinde saklı ve uyuyor.!
*Tanrı birini kahretmek istedi mi ona yüce bir mevki verir.!
Suçluyu teşhir için herkesin göreceği yüksek bir yerde asarlar, Firavun gibi.!
*
*Firavun’un ihsanı efendisine ihânet içindir.!
*Nefis açlık korkusuyla, yarın endişesi ile kendini yer bitirir, açlık dilenciye değil ere mahsustur.!
*Mülkü nefis ele geçirmiş, Tanrı’nın dediği olmuyor.!
*Nefis hırsızdır, onu minbere çıkarma elini kes veya bağla, o baş aramaz ; baş olmak ister.!
*Haset kurdun yaradılışında var, Akrep herkesi sokar, insânın yaradılışında da hasetçilik var.!
Alçakların seni ağırlamasını, hizmetçinin ikrâmı bil.! Yabancıyı dost edinme, yabancı kim ? Topraktan yaratılmış bedenin.! Dost kim ? soluktan yaratılmış “Rûh”un.! Misk nedir ? Yüce tanrı’nın temiz adı.!
“Pisler pislerin”dir, onun Tanrı’yı anması eğritidir. Pislikte gül bitmesi gibi o pis kokar.!
*Şişeleri kırıp gül suyu ile sidiği aynı şişeye koydular,
Peygamberler bu iki bölüğü ayırmaya geldi, gül suyu olan koyna sürülecek ; sidik olan dışarı atılacak.!
*Kâfir düşman değildir, düşman cana kast edene derler, can çekişene değil.! Kendine kast eden yarasa gibi.!
*Kâfirler Nebileri öz oğulları kadar tanırlar ama hasetten tasdik etmezler.!
Mucize onları tecziye (Parçalama, cezalandırma) içindir yoksa iman etmeleri için değil.!
Zîrâ iman etmek için kanıt kokudur onlarda ise
bu burun yoktur.! Suçluyu asmak için tanıklar ortaya çıkarılır.!
*Çişin gelince hemen helâya gidersin de , özün birşey dese yapmazsın, sidiğin dediğini hemen yaparsın.! (U.K.)
*“Dünyâ hayâtı boş övünme yeridir.!” (57/20.)
*
*
ŞARK İSLÂM KLÂSİKLERİ
MESNEVİ 1-2-3-4-5-6 Cilt
"Veled İZBUDAK tarafından tercüme edilmiş ;
Abdülbâki GÖLPINARLI tarafından muhtelif şerhlerle
karşılaştırlılmış II.Basım 1956 İSTANBUL - MAARİF BASIMEVİ nüshasından yorumlanmıştır.! ”
*
© C.Hürmen S. 11.06.2004
Her hakkı saklıdır
Yorumlardan, yazılı izin alınmadan alıntı yapılıp kullanılamaz.
*
Değerli ziyaretçilerimiz, bu eserleri mutlaka okuyunuz, bilmeyenlere de lütfen okumasını tavsiye ediniz,
Copyright©2000.www.ondokuz.gen.tr
Copyright©2001.www.ondokuzbiz.com
Copyright©2001.www.19muhammedali.com