BİR MECZÛBUN VASİYETNÂMESİ
Bir şehit misli çıkarken rûhum,
Öyle Azrâil’i sarsar kabzım,
Sağır eyler o kulaklarını bütün,
Gökte bir gonk gibi çarpan nabzım !
*
Su döküp, gaslime kalkışmayınız,
O su bir volkanı hiç söndüremez !
Sarsanız zırh ile patlar kefenim !
“Arş”ı üç arşın olan bez düremez !
*
Kılmayın nâşımın üstünde namaz !
Çevirip Kıbleye düşmüş başımı,
Beni bir ömr yakan ALLAH ateşi,
Eritir belki musâlla taşını !
*
Hoca sordukta “- Nasıldır bu adam ?”
Deyiniz “- Kevser içer, ayyaştı !
Tanrının ağlar iken hâlimize,
Yere damlattığı nûrdan yaştı !”
*
Uyuyor sanmayınız uykusuzu,
Onu yatmış görerek tâbutta !
Uzanan gölgesidir arzda o an !
Dinelen kendisidir Mâbutta !
*
Takılın hep bana n’olur lâf atın,
Kabre sırtlarda olurken akınım !
Susmayın “- Hiç duymaz !” dense bile,
O zaman ben size sizden yakınım !
*
Servi altında, tutup boş kovamı
Sarkıtın iple o dipsiz kuyuya !
Örtünüz üstünü mermerle sıkı,
Haşre dek bir su görüp hep uyuya !
*
Hoca talkın verecek olsa kovun !
Olmayım âleti câhil hevesin !
Kâtilim olsa dahî affederim !
Sâde şartım bana “Ölmüş !” Demesin !
*
Taşımın üstüne yazılsın şöyle :
“Burda terk etti Uluğ dünyâyı,
Şimdi tâbîr ediyor göz kapalı,
Göz açık gördüğü son rüyâyı !”
*
Çekerim sanma azap kabrimde,
O değirmen ezemez ince unu !
Külü aslâ yakamaz hiçbir ateş !
Ama rastlarsa kül eyler odunu !
*
Toprak altında derim “- Ey kurtlar !
Geliniz gözlerimi hep oyunuz !
Istırap seyrederek ben doydum !
Şimdi bir parça da sizler doyunuz !
*
Kemirin cildimi, diş diş kazıyın !
Sıyırın topladığım murdar eti !
Mağrur insânlara ibret olarak,
Bırakın sâdece bir iskeleti !”
*
Gece ben doğrularak tâbutta,
Göğe mahzûn açarım mendilimi,
“EHL-İ BEYT aşkına ya RABB’i derim,
Nûr verip yak şu sönen kandilimi !
*
Kurtar arkamdaki kör yolcuları,
Yolları düşmeden evvel buraya ;
Beni yak bin sene tek her birini,
O Hâbîbin gibi sok sen şuraya !
*
Ne bu topraktaki feryâd-ü-figân !
Kemiğim ürperiyor dinlerken !
Uyku tutmaz beni dört bir tarafım,
Hıçkırıklar ile hep inlerken !
*
Söndür artık ta şu müthiş ateşi,
Marsığı at yeniden dünyâya !”
Bunu derken koca bir Nokta görüp,
Dalarım bir göz açık rüyâya !
*
Bir Cumâ... Tam ayın on dördünde,
Çalınır “Sûr” gelir âzâm vecde !
Yayarak kabrime yırtık kefeni,
Ederim kendime dimdik secde !
*
Saf olur cümle melek arkamda,
Ben huşû içre yıkarken rûhu ;
Dört yanım kıble kesilmiş bağırır,
Her selâm verdiğim an Hû.. ! Hû..! Hû..!
*
Namazım bittiği an “Beş dilber”
Ve Dedem şevkle girerler koluma !
Adım attıkça genişler ufkum !
Çıkarım gökte o sonsuz yoluma !
*
Duyarım Bezm-i Elestin sazını,
Gelir artık küreler raksıma dar !
ALLAH ! ALLAH ! diye haykırdıkça,
Ses verir nârama gök Arşa kadar !
*
Oynayıp top gibi yıldızları hep,
Şemse tedris ederim san’atımı !
Şimşeği kamçı yapıp, Sâhibime
Sürerim dört nala artık atımı !
*
En nihâyet varırım bir sınıra,
Ne O ervah ne de bir âh.. kalır !
Perdeyi döndüğüm an, ardında,
Sâde bir tek Ulu ALLAH kalır !
*
Ben o yokluk denilen varlıkta,
Küreler kaynak edip bağlarken ;
Görürüm sizleri dolmuş bir eve
Bana mevlût okuyup ağlarken !
*
Bana ölmüş diyerek ağlamayın,
Her bir ırmak akar âhir denize ;
Ağlamak şart ise bir mevtâya,
Ağlayın mendil açıp kendinize !
*
Ödeyin ücreti ev sâhibine,
Göçmeden yerlere vîran eviniz !
Bir saray bulmak için ahrette,
Kimi sevmiş ise “Mîmar” seviniz !
*
Beni ermiş sanarak mum adayıp,
Asmayın kabrime bir bez ve fener ;
Olur ALLAH ! Diye bir âh çekerim,
Tutuşur bez ! Mum erir ! Şavkı söner !
*
Gelmeyin “Yâsin” için baş ucuma !
Başı taş olmuşu irşâd ediniz !
Okuyup Fâtiha ten kabrinize,
Muzdarip rûhumu siz şâd ediniz !
*
Naklolurken mezarım başka yere,
Bulunur bil ne kemik orda ne kan !
Sâde her zerresi ALLAH bağıran,
Bir “Türab” hâline gelmiş Kur’an !
ANKARA : 16 / 2 / 1960
Copyright © 2000 Ondokuz.gen.tr
Copyright © 2001 Ondokuzbiz.com
Copyright © 2001 19muhammedali.com